I FEEL HAPPY
BAKMAK İSTEDİĞİN BÜTÜN BÖLÜMLERE GİREBİLİRSİN..!!!!  
  ANA SAYFAM
  Buradan İLETİŞİME geçebilirsiniz..
  OYUNLAR 1. SAYFA
  GRUP HEPSİ
  ARKA SOKAKLAR
  OYUNLAR 2. SAYFA
  KENDİMİ TANITIYORUM..
  BEZ BEBEK NANA
  Grup Hepsi CEMRE...
  GÜLMECELER...
  Daha komik GÜLMECELER...
  ARKADAŞLIK İLE İLGİLİ YAZILAR
  FENERBAHÇE...
  BİLMECELER
  GRUPKORİDOR SENİN O GÖZLERİN.. SÖZLERİ
  SİGARA İLE İLGİLİ BİLGİLER..SİGARAYA HAYIR!!!
  ANNELER GÜNÜ İLE İLGİLİ SİİRLER
  Ş HARFİ İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ
  H HARFİ İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ
  EN ÇOK KULLANILAN DEYİMLER...
  BİNBİR GECE
  6. SINIF EN GÜZEL MATEMATİK SORULARI
  KELKT İLKÖĞRETİM OKULU
  MEYVELER VE YARARLARI
  EN ŞİRİN BEBEK RESİMLERİ
  311 NUMARALI ODA
  ilginçç..şaşırdım..
  KOMİK KİŞİLER..
  FENERBAHÇE OYUNLARI..
  10.yıl marşı
  atatürkün ilkeleri
  ATATÜRK ALBÜMÜ
  SAKIN GİRME..
  FIKRA ARA
  ÇİZGİ FİLM KAHRAMANLARI
  anılarla atatürk
  TÜRKÇEMİZİ KORUYALIM..
  fenerbahçenin bazı oyuncularının resimleri
  babalar günü
  manilerimiz..
  KÜÇÜK KADINLAR...( KONUSU )
  YUNUS EMRE'NİN HAYATI
  ATATÜRK'ÜN GÖRDÜĞÜ RÜYALARDAN BAZILARI
  İLAHİ DİNLEMEK İSTERMİSİN?
  burçlarınızın temel özelliklerinin okumak istermisiniz..
  SAKLI SAYFALARA BAKIN..
  KOMİK SÖZLER
  KÖŞE YAZARLARINDAN BAZILARI
  SİMLİ ÇİÇEKLER VE ÇİÇEK GİFLERİ
  :::::RESİMLER:::::
  BİTKİ GİFLERİ
  EN GÜZEL GİFLER BAYILDIM YA...
  TÜRK BAYRAĞI GİFLERİ
  SÜPER SİMLİ RESİMLER
  KOMİK İSİMLERDEN BAZILARI
  40 HADİS
  YÜKSEK SADAKAT'IN RESİMLERİ
  TAKIMLAR VE EN İYİ OYUNCULARI
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  24 KASIM
  KARİKATÜRLER
::::::::::BU KADAR BÖLÜMÜM VAR İŞALLAH SİZİ EĞLENDİRMİŞİMDİR::::::::::
24 KASIM
BEN ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM
Ben öğretmen olmak istiyorum
Ben şâirimin mısralarında dil,
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül
Âşığımın sazında tel
Öpülesi bir el olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum
Ben çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek olmak istiyorum
Ben öğretmen olmak istiyorum
Ben öğretmen olmasam diyorum!
O zaman şu körpe fidan
Nasıl öğrenecek, çiçek açıp meyve vermeyi?
Şu gelinlik kızım,
Şu bıyıkları yeni terleyen delikanlım
Kimden öğrenecek insan gibi sevilmeyi, sevmeyi;
Vatan için, millet için, bayrak için
Göz kırpmadan ölmeyi?
Sen öğretmen olmalısın kardeşim;
Sen namussun, vicdansın, adaletsin
Sen müsbet ilimsin kardeşim
Sen irfansın, inançsın geleceğimi aydınlatan
Sen buram buram tüten vatan-sevgisi
Sen burcu burcu kokan Türklük duygususun
Biz öğretmen olmalıyız kardeşim:
Biz görmeyenlere göz,
Duymayanlara kulak,
Yürüyemeyenlere ayak atmalıyız
Biz şairlerimizin mısralarında dil
Genç kızlarımızın gergeflerinde nakış nakış gül
Âşıklarımızın sazlarında tel
Öpülesi bir el olmalıyız
BİZ ÖĞRETMEN OLMALIYIZ

Mustafa Nejat SEFERCİOĞLU
(Millî Eğitim Dergisi)




BEN ÖĞRETMENİM
Şanlı bayrağımı görünce
Okulumun gönderinde,
Daha bir başka çarpar yüreğim
Her sabah açtığım kapının
Bilgiye, sevgiye, doğruluğa açıldığını
Çok iyi bilirim
Gelecek yetiştiririm, geleceğim için
Çünkü;
Ben öğretmenim
Yeni nesil benim eserim!

Murat ŞENGÖNÜL
İçören




ARKADAŞLAR MERHABA
Sizden sonra da dolup boşalacak bu sınıflar
Duvarlara, sıralara sindi şimdiden
Umudunuz, sevinciniz, düşleriniz
Mezun olup gidiyorsunuz ya
Hep kulaklarımda çınlayacak sesiniz

Ben asık yüzlü hocanız Arif Ay
Çantası kitap, yüreği şiir dolu
Kucaklarcasına hepinizi: MERHABA!
Bu hafta kaç kitap okudunuz diyerek
Yine her sabah mahcup bakışlarınızdan öpeceğim

Hayat ebedî hayata eklenince tamamlanır
Bu yüzden dersler de bitmeyecek
Son şiirler gibi yarım kalacak
Uzun bir nehirdir anılarımız
Hep aramızda akacak

Sizler gibi bir gün
Ben de mezun olacağım
Özledikçe her birinizi
Yorgun gözlerimle
Yıllığınıza bakacağım

Arif AY
Başkent Ün Öğretim Görevlisi /ANKARA

ATATÜRK VE ÖĞRETMENİM
Sevgili öğretmenim
Heyecanla beklerdik seni her sabah
"GÜNAYDIN" derdin, seslerin en güzeliyle,
"BUGÜNKÜ KONUMUZ" diye, başlardın söze
Kara tahta Önünde akbilgilerle
Çırpınırdın, birşeyler öğretmek için bize

"BAYRAK" derdin öğretmenim
Heyecandan dalgalanırdı sesin BAYRAK gibi
"ATATÜRK" deyince coşardın sen
Yatağına sığmayan IRMAK gibi

"ATATÜRK" deyince öğretmenim
Nefes almaz seni dinlerdik
Anlatırdın hayatını devrimlerini
Cepheden-cepheye koşardın sen
Daha bir büyürdün gözümüzde
Sanki ATATÜRK'Ü yaşardın sen

Ellerinden öperim öğretmenim
En güzel duygularla en güzel bilgilerle
Yetiştirdin bizi
Şimdi içimizde inanç başımızda BAYRAK
Bu Yurt sevincimiz tasamız bizim
ATATÜRK ilkeleri en büyük yasamız bizim
ATATÜRK yolundan dönmeyiz biz
MEŞ'ALEMİZ ATATÜRK sönmeyiz biz

Özkan GÖNLÜM



BEN ÖĞRETMENİM
Ben öğretmenim,
Sevdalısı bu yurdun
Dolaşırım sınırlarında yurdumun
En yüksek burçlarına çıkar,
Bayrak olurum

Ben öğretmenim,
Bir rüzgâr olur eserim,
Erzurum yaylasından
Bütün yaylalarımda dolaşırım
Özgürlük olurum

Ben öğretmenim,
Yalnızlık türküleri söylerim, mezralarda
Kemeraltı çarşısındaki insan seline karışır,
Karışır yüreğim
Umut olurum

Ben öğretmenim,
Göçmen kuşlar gibi dolaşırım yurdumda,
Geceyle biter yolculuğum
Aydınlık olur her yan
Işık olurum

Ben öğretmenim,
Baharların sevdalısı
Çocuklarımın gözlerinden akıp içeri,
Can veririm
Hayat olurum

Ben öğretmenim,
Gökyüzü hepimiz için mavi
Bulut olur dolaşırım göklerde
Sonra indiğim yerde,
Rahmet olurum

Gönderen : Adem AKYOL
BENİ EĞİTİN
Eğitin beni, çocukluğumdan başlayarak
Alfabemi öğretin bana
Çökmüş, yıkılmış umutlar içinde
Gülmeyi, filizlenmeyi öğretin,
Eğitin beni
Tutun kolumdan gezdirin toprağımın üstünde,
Vatanımın dört bir yanını sevmeyi öğretin
Eğitin beni
Çıkarın beni semalara uçmayı öğretin,
Atın beni deryalara yüzmeyi öğretin,
Eğitin beni
Güneşi gösterin bana yağmurlu günde,
Kardeşliği öğretin,
Suç aramayın geçmişte, dünde,
Geleceği öğretin,
Eğitin beni
Tutun elimdeki silâhı savaşmayı öğretin,
Millet için milletçe yaşamayı,
Korunmayı öğretin,
Eğitin beni
İnsanlık içinde başımı dik tutmayı,
Milletimle gurur duymayı,
Yönetmeyi öğretin,
Eğitin beni
Üzmeyin kısa bir ömür için
Elime verilen meş'aleyi ufuklara

BENİ DE GÖTÜR AYDINLIĞINA

Öğretmenim İsrafil TURAN'a

İçimde ufkuma çizdiğin dağlar,
Adına gül gibi uzanıyorum
Her çığlık kahrın önünde ağlar,
Seni yüreğimle selâmlıyorum

Nasıl gizler yüreğini bir çocuk,
Islak yorganının karanlığına?
Sığmaz düşlerime bu koca boşluk,
Al beni de götür aydınlığına

Ziller çalsın, yine sen dağları çiz,
Sevginin rengine boya suları
Kucaklasın hasretimi bu deniz,
Büyüsün ellerinde güneşin yolcuları

Bütün yıldızları sersem geceye,
Bütün çocuklara seni anlatsam,
Adın sığmaz kurduğum her tümceye,
Kıyametler kopar seni unutsam

Nuri PEKÖZ
Çavuşlu İlköğretim Okulu Türkçe Öğretmeni
Görele/GİRESUN

DİMDİK AYAKTASIN ÖĞRETMENİM
Tebeşirle boyanan ellerini öpsem,
Sevgi bağından gülleri derip yollarına sersem,
Sen yücelerin yücesi, mesleklerin en ulvicesi,
Senin için çok şey yapsamda, bir şey yaptım diyemem
Sana kurşun sıksalar da kanın mürekkep olur,
Seni namerde muhtaç etselerde azmin yaşam kaynağın olur

Yorgun olsan,şakaklarına ak saçlar düşsede,
Sen yine mutlu ve umutlusun öğretmenim,
Senin umudun parıl parıl parıldayan gözler,
Senin umudun gülücükleri eksik olmayan yüzler
Sana kurşun sıksalar da kanın mürekkep olur,
Seni namerde muhtaç etselerde azmin yaşam kaynağın olur

Sen mimarların dahi mimarı sevgili öğretmenim,
Bir harfin için kırk yıl mı ? Kaç yıldır bilmem kölenim,
Senede bir gün değil, her gün senin için ölenim,
Eller bilmesede kıymetini ben bilenim
Sana kurşun sıksalar da kanın mürekkep olur,
Seni namerde muhtaç etselerde azmin yaşam kaynağın olur

Cemil AYDIN
Bolu Anadolu Öğretmen Lisesi
Müdür Baş Yardımcısı






DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya
Öğrencilerimi getirin buraya, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiçeklere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya
Son bir ders vereceğim onlara
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin Ve sonra öleceğim

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin, görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini,
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın,
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyorum gönlümde,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yürükler yaylasında, Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, ağrı eteğinden,
Gücenmesin, bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencilerimi istiyorum,
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan gizli ve sessiz,
O bakımsız ama kokusu eşşiz çiçek,
Kimse bilmeyecek seni, seni kimse bilmeyecek
Seni, beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarümar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Okulun duvarı çöktü, altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
LÇile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya Ceyhun Atıf KANSU


ELLERİNDEN ÖPERİM ÖĞRETMENİM
-I-
Ellerinden öperim öğretmenim
Binlerce öğrencinden biriyim ben
Anne oldun baba oldun bana
Okudum yazdım çok şey öğrendim
Borcumu ödeyemem sana

Ellerinden öperim öğretmenim
Tebeşir tutan, kalem tutan ellerinden
Ellerin öyle güzel ellerin, öyle sıcak
Ya gözlerin öğretmenim ışıl-ışıl
Sevgi dağıtırdın kucak-kucak

Ellerinden öperim öğretmenim
Benim için en büyük gurursun sen
Bir söz duysam iyiye güzele dair
Kalbimde vurursun sen

-II-
Ellerinden öperim öğretmenim
"Daha dün annemizin kollarında yaşarken
Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken"
Sen BAYRAK önünde topladın dizi-dizi
ATATÜRK yolunda yetiştirdin bizi

Ellerinden öperim öğretmenim
Boşa gitmedi emeğin
Kimimiz doktor olduk savaştık hastalıkla
Asker oldu kimimiz canı Vatana feda
Kimimiz mühendis oldu yol yaptı baraj yaptı
İşçi olduk memur olduk emek verdik topluma
Öğretmen oldu kimimiz karanlığı aydınlattı

Ellerinden Öperim Öğretmenim
Huzurlu ol düşünme bizi
ATATÜRK yolunda dimdik ayaktayız
Sesimiz daha gür yolumuz daha aydınlık
Özgür esen rüzgarda dalgalanan al Bayraktayız

Sevgili öğretmenim
Senin için yazdım bu şiiri
Binlerce öğrencinden biri benim
Mübarek ellerinden öperim

Özkan GÖNLÜM








GECELERİN IŞIKLARI
Siz olmayan güller yetiştiren,
Tomurcuklara gülümseyen sevimli yüzler;
Tüm içtenliğimizle geldik size,
Işık saçın, renk verin,
Solgun yüzlerimize

Öğretin tarihi, ecdadı, zaferleri
Üç kıtada at oynayan bahadırları
Uzaya, ay ve yıldızlara ulaşmak için,
Bilgi merdivenleri hazırlayın,
Çiçeklerle süslenen basamaklardan,
Ulaşalım gökyüzüne

Yine geldik yeni ümitlerle;
Güvenle, öğrenme arzusuyla
Biliyoruz, yükselirsek vatan da yükselir,
Göklere erer başımız
Biliyoruz; tarihin, Atatürk'ün yolu sizden geçer
Bahçenize geldik, solmayan gülleriz biz
Gülümseyin yeşerelim,
Konuşun tomurcuklar açalım,
Rengarenk olsun bozkırlar, Kıraç topraklar

Sizler gecelerin ışıkları,
Dikenli yolların yılmayan yolcuları
Köy, şehir demeden koştunuz,
Serin pınarlarla, yayla rüzgarlarıyla geldiniz
Doldunuz, heyecan dolu yüreklerimize
Yol gösterdiniz ışık saçtınız
Aydınlandı gönüllerimiz,
Aydınlandı yolumuz

Gücümüz bilginizle artmakta,
Duygularımız şefkatinizle
Yeşermekte kıraç toprağımız,
Alınlarımızda yükselecek gururla,
Ayyıldızlı bayrağımız

Süleyman ÖZBEK
KÖY ÖĞRETMENİ
Ben bir köy öğretmeniyim,
Anlımda ışık,
Gözlerimde nur
Alıp götürmeyin beni şehirleri
Götürmeyin ne olur

Bir köy öğretmeniyim,
Katıksız duygular içinde yaşarım
Çıplak ayaklar basar yüreğime,
Onları tutar, okşarım

Bir köy öğretmeniyim,
Çaresizlik ekmeğim, keder gözyaşım,
Umut ve sevgiyim çarpan kalplerde,
Dağlardan daha çok yücedir başım

Ben bir köy öğretmeniyim,
Evlerde motif, dillerde destan
Gölgesi düşer ay-yıldızın üstümüze,
Ve gönüllerde büyür vatan

Göktürk Mehmet UYTUN

ÖĞRENCİLERİME
Ne servet isteriz, ne mevki, ne şan
Bize kuvvet verir, ağaran her tan
Tesellimiz olur, taze bir fidan
Dugular yürekte nakış, nakıştır
Sizin varlığınız bize alkıştır

Bazen gaz lambası, bazen loş ışık,
Gözümüz ezelden buna alışık
Bozkırlar üstünde açan sarmaşık

Duygu pınarıyla ruha akıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır

Hep aynı sedalar kulağımızda,
Bilgi demetleri kucağımızda
Al al gelincikler sancağımızda,

Bu nurlu yollardan göğe çıkıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır

Yılları bıraktık, çok gerilerde,
Gençlik rüzgarları kalmadı sende
İlim yağmuruyla pek çok siperde,

Emelimiz şimşek, şimşek çakıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır

Siz solmayan güller, yeşeren dallar,
Ay yıldız üstüne işlenen allar
Seneler geçse de ayrılmaz yollar,

Tükenmez hazine, sıcak bakıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır

Süleyman ÖZBEK
ÖĞRETMEN
A'dan başlar aydınlık,
Bir taş koyar bütün yapılarda temele öğretmen
Soluğudur düşüncenin buğdaydan yalaza dek
Yeryüzünde ne varsa ondan gelmedir,
Yeryüzü ile el ele öğretmen

Göz gözdür o, uzakları görürüz
Ağızdır o, türkü söyleriz haykırırız günlerden
Ulaşırız erdem üstüne, gelecekler üstüne biz hep
Çizer büyük değirmisini
Uç olur da gergele öğretmen

Hey hey, burası bir dağ köyü, kurda kuşa
Bırakılmış göğün kıyısına bırakılmış
83 toprak ev, 83 acı duman,
Çoluğuyla, çocuğuyla 415 karanlık
Kurtulacağız, el ayak kurtulacağız,
Bir okul yapıla, bir gele öğretmen

Bir ışık, bir ışık daha,
Gecelerin içindeki ejderlerle dövüşür
Nice istemeseler de, nice önleseler de,
Uyandırır toplumunu
İyiye, doğruya, güzele öğretmen

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM
Ben, öğretmen olmak istiyorum,
Ben, şairimin mısralarında dil
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül,
Aşığımın sazında tel
Öpülesi bir el olmak istiyorum
Ben, öğretmen olmak istiyorum

Ben çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek,
Güçsüzlüğün güçlendiği yerde bilek olmak istiyorum
Ben öğretmen olmak istiyorum

Şu öksüz yavruya sımsıcak kucak,
Şu yetim çocuğa yanan bir ocak,
Çorak topraklara yağan yağmur,
Azgın sulara, bend,
Mehmed'imin elinde çağlar açan kılıç,
Ben ana, ben baba, ben Fatih, ben İbni Sina,
Ben Mimar Sinan olmak istiyorum
Ben öğretmen olmasam diyorum,
Kim ekecek tohumları toprağa

Ben ressamımın elinde fırça, tualinde renk
Bestekarımın en içli şarkısında nağme,
Hattatımın, nakkaşımın elinde kalem;
Ben Hoca Ali Rıza,
Ben Itri, Leyla Hanım,
Ben öğretmen olmak istiyorum

Ben zehirli mantarların,
Deve dikenlerinin,
Ayrık otlarının boy attığı verimsiz bir toprak değil,
Ben,
Kırlarda elvan elvan çiçeklerin açtığı,
Dağlarında hür kuşların uçtuğu,
Pınarlarından susayanın içtiği,
Yollarından yiğitlerin geçtiği
Çiftçisinin başak, başak kardeşliği biçtiği
Bir vatan olmak istiyorum;
Ben, öğretmen olmak istiyorum

Ben Hakk'a yönelen alınlarda nur,
Vatan topraklarını çevreleyen sur,
Mehmetçiğin göğsünde "iman"
Gençliğimin damarlarında "asil kan"
Bu zulme eğilmeyen baş,
Ben vatan için ağlayan gözlerde yaş,
Barışta güvercin, savaşta kartal olmak istiyorum;
Ben, öğretmen olmak istiyorum

Nejat SEFERCİOĞLU







ÖĞRETMENİN ÖYKÜSÜ
Ben, köy öğretmeniyim,
Dağ başında bulutların altında
Toprak kokar ellerim,
Pantolonumda çamur lekesi var
Pis değil ki, vatan toprağı kokar,
Kars'tan Edirne'ye kadar
Geceleri mum yakarım odamda,
Yarın dokuz Ekim,
Köyde bayram var
On beş kız, yirmi erkek kaydettim
Tüm anadolu'ya selamları var
Henüz kara tahtam yok,
İlk harfleri tanelerle yazdırttım
Aydınlık A'dan başlayacak

O Köksal MEMİŞ
ÖĞRETMENİM
Ben bir gülüm, sen bahçıvan
Çok açarsam eser senin
Mis kokarsam hüner senin
Ama bir de solarsam
Günah senin, günah senin
Öğretmenim

Ben tohumum, çiftçi sensin
Çok sularsan, ürün senin
Bol olursam, verim senin
Ama bir de çürütürsen
Hata senin, hata senin
Öğretmenim

Ben elmasım, sarraf sensin
Pırlanta isem, emek senin
Parlıyorsam, yaldız senin
Ama bir de parçalarsan
Kırık senin, kırık senin
Öğretmenim

Ben boş defter, kalem sensin
Doğru yazsan, yarın senin
Güzel yazsan, ikbal senin
Ama bir de karalarsan,
Vicdan senin, vicdan senin
Öğretmenim

Ben öğrenci, sen öğretmen
Başarırsam hüner senin,
Kazanırsam zafer senin,
Ama bir de kaybedersem,
Yok diyecek başka sözüm,
Yorum senin, yorum senin
Öğretmenim

Gönderen : Ahmet Anıl AKTAŞ
TED Ankara Koleji Öğrencisi





ÖĞRETMENİM
Köyde, kentte, bucakta
Uygarlık yolunda
İyilik, güzellik için
YARIŞTASIN

Adın dillerde, sevgin gönüllerde
Elinde hiç sönmeyen bir mum
Zifirî karanlıklarla
SAVAŞTASIN

Vatan denen yuvada
Atatürk'ün yolunda
Birlik, beraberlik için
BAŞTASIN

Tohumlar ekersin insanlık bahçesine;
Fidan olur, ağaç olur,
Meyve verir
KIVANÇTASIN

Anadolu'nun uzak yerlerinde,
Güçlükler içinde,
Çok şeyler beklemeden
UĞRAŞTASIN

F Ceren DAYANGAÇ


ÖĞRETMENİM
Bir uzun geçmişte hatırlıyorum seni
Korkulu çocuk yüreğimde acılar vardı
Dost muyduk düşman mıydık bilemiyordum
İlk resmî ayrılışımdı anamdan, gülemiyordum
Galiba bir yayla dönüşü bir ılıkça gün
Karga seslerinin rüzgârlara karıştığı bir son yazdı
İlk göz göze gelişimizde sessizce ağlayıverdim
Zira bana da herkese baktığınca bakıyordun
Kayıtsız bakışlarınla yüreğimi yakıyordun
Bir solgun alev sıcaklığı ile içimi yakmıştın
Galiba benim dünyamda ilk kravatı da sen takmıştın
Tebeşiri senin elinde görmüştüm öğretmenim
Kara tahta önünde duruyor, kendini yoruyordun
Bir seyirlik adamdın gözümde
Öğrenmeyi değil oynamayı bilirdim

Hilmi EREN
Emekli Okutman / ANKARA

ÖĞRETMENİM
Öğretmenimin sözleri
Bu sabah güzel mi güzel
Göz bebeklerindeki yankılar
Buram buram dostça
Tüm insanlara
El ediyor
Merhaba
Öğretmenimin gözleri
Alev alev, pırıl pırıl
Türkiye okunuyor öğretmenimin
gözlerinden Ilgıt ılgıt akça
Konuşuyor
Öğretmenim
Dağlarca
Öğretmenimin elleri
Öpülesi, öpülecek ellerdir
Özgürlük türküsünü söylüyor
Burcu burcu pakça
Kara tahtanın
Başında
İNSANCA

Abdülkadir GÜLER
Emekli İlçe Millî Eğitim Md / AYDIN

ÖĞRETMENİM
Ben,
Seni ilk defa
Okul duvarının dışından
Okula gitmezken tanıdım
Kirli suratım, karışmış saçlarım
Çapaklanmış gözlerimle
Hep sana bakardım

Anasızlığımın özlemini
Senin çocuklarla ilgilenmenle
Kapardım

Okula başladığımda,
Cızlavat lâstik ayakkabılarımın içinde
Donarcasına ıslanmış ayaklarımı,
Sıcacık bakışlarınla kurutur
Bana bir kerecik dokunman için
Her türlü yaramazlığı yapardım

Ben,
Sevdalarımın en büyüğünü
Sana bakarak yaşadım

Sevgili öğretmenim

Ragıp SARI
Atatürk İlköğretim Okulu Öğretmeni
BALIKESİR

ÖĞRETMENİM
Güler yüzlü öğretmenim,
Bir tanesin, canım benim
Masallarla bilmeceler,
Anlatırsın neler neler

Kalemimi tutamazken
Kitabımı açamazken
Bir de baktım yazıyorum,
Sular gibi okuyorum

Çalışıp iyi olmayı,
Koşup el ele vermeyi,
Bu güzel yurdu sevmeyi
Sen öğrettin öğretmenim

Bizde pek çok emeğin var,
İçimizde çok yerin var
Yetiştirdin hepimizi,
Ver öpelim elinizi

Süleyman KARAGÖZ

ÖĞRETMENİME
Bilgi demetleri sun, yine bana,
Yine yalçın dağlar ötesinden gel
Işık saç, erdem ver, sisli dünyama,
Yine altın çağlar ötesinden gel

Aydınlığa giden sonsuz yollardan,
Tomurcuklar açan yeşil dallardan,
Bahçedeki taze, solmaz güllerden,
Baharlarla bağlar ötesinden gel

Fecri müjdeleyen yıldızdan, aydan,
Uzat maviliği şeffaf saraydan
Buketler dererek bize uzaydan,
Göklerden al tuğlar ötesinden gel

Milletime doğan şafaklarla şen,
Şehitler yatağı topraklarla sen,
Irkıma şen veren bayraklarla sen
Tarihler, otağlar ötesinden gel

Süleyman ÖZBEK
ÖĞRETMENİMİ SEVİYORUM
Öğretmenimi seviyorum; çünkü:
Okuyor,
Düşünüyor,
Düşündüğünü konuşabiliyor
Yazıyor,
Yaşamının içinde insanlar var; düşünceler, sevgiler, aşklar, Şiirler var; kendisi var
Yalnızca bakmıyor, görüyor;
Gördüğünü anlıyor;
Anlatıkları ile bir çok Özge'ye yol gösteriyor, öğretiyor
Ve en önemlisi herşeyi bildiğini sanan insanın, aslında, Hiçbir şey bilmediğinin farkında
Bu nedenle her geçen günün ona yeni şeyler
Öğreteceğinin bilincinde
Emek veriyor Bir öğrenciye okuduğu şiirle umut veriyor
Öğretmek için, yaratmak için çaba harcıyor
Ve sevgi, saygı duyuyor öğrenciye
Kendine inanıyor ve saygı duyuyor
Bir savaşı var ve bu savaşta en büyük silahı güven,
Sevgi ve umut
Yalnız kendi rolünü oynuyor
En önemlisi beni kendisi yapmaya çalışmıyor
Öğretmenimi seviyorum; çünkü, ona, saygı duyuyorum
Öğretmenim:
Kendinize çok, ama çok iyi bakın çünkü,
Birçok Özge'nin size ihtiyacı var
Sizi seviyorum

Özge GÜNGÖR
Ankara Anadolu Lisesi






ÖĞRETMENİN VEDASI
Gidiyorum Bir yanımda emeklerim,
Bir yanımda
Uçsuz bucaksız hayallerim
Sizlerde yaşayacak onlar şimdi
Bir damla gözyaşına kıyamadığım,
İçimin derdi, saçımın akı çocuklar
YavrularımEvlâtlarım,
Kınalı kuzularım,
Avucu reyhan kokulu küçük dağlarım
Kiminiz büyüdü, heybetiyle
Nam saldı, kâh korku yedi âleme,
Hatta bana bile!
Kiminiz kurudu, kara saban arkasında
Ufalandı eller, parçalandı yürekleriniz
Toprakla beraberSevgisiz
Kiminiz, daha çiçek açmadan meyve verdiniz
Bu ihtiyarın derdi nedir bilir misiniz?
Dört adam,
Çıkacak mı benim dört kolluyu taşıyan?
Ve olacak mı acep öbür tarafta
Yepyeni bir kara tahtam
Benimle zamanı gelince oynadın da hazla
Alışamadığım dört duvar arasında ne işin vardı!
Hep benden önce oradaydın ne yazın ne kışın vardı
İlk harfler, heceler, sözcükler derken
Ve o mabede seninle gelip giderken
Tutuştu ellerimiz birleşti gözlerimiz
Karga seslerinin rüzgârlara karıştığı bir son yazdı
Son göz göze gelişimizde
Buruk tebessümlerinle beni ağlatmıştın
ÖĞRETMENİM,CANIM

Fatma AYDEMİR
Asarcık Emirmusa Karaköseoğlu
İlköğretim Okulu Öğretmeni / SAMSUN

RESİM
Haydi çocuklar resim yapalım
yeni bir dünya kuralım
Önce bembeyaz bir kâğıt
fırçalar, kalemler alalım
Sonra rengârenk boyalar

Sakın ha!
İçinde kara olmasın

İlkin güneşi konduralım
sarıdan, turuncuya
Gökle denizi birleştirelim
maviden, lâciverde
Dağlar ormanlarla kucaklaşsın
yeşilin her tonuyla

Sakın ha!
İçinde kara olmasın

Mustafa Kemal DEMİRIŞIK
Safranbolu Endüstri Meslek Lisesi
Müdür Başyardımcısı / KARABÜK



SANATKAR
Al, işte boyalarım
Bir resim yap bana,
Kâğıdı kocaman olsun
Bir manzara çiz Anadolu'dan
Şöyle güzel bir manzara
Seyrine doyum olmasın
Dünyamı karartan
Kara bulutları çizme sakın!
Önce, güneşi yap
En üst köşeye;
Aydınlatıcı olsun,
Sıcaklık versin gönüllere
Ön plânda
Bir çoban görünsün;
Yaslamış sırtını
Ulu bir çınar ağacına
Kavalını da ver eline
Yanık yanık çalsın
Bizim türkülerden
Çıngıraklı
Kınalı koyunları,
Kuzuları da yap tabi
Gönüllerde sevgiyi yeşerten
Çimenleri de boya
Sümbülleri, nergisleri de çiz
Körpe çocuklar misali
Bir dere aksın yan taraftan
Beyaz köpüklü,
Suları serinletici olsun
Yeşertsin tohumları
Sonra;
Uzaklarda görünen
Bir köy olsun,
Bizim köyümüz
Evleri görünsün; kerpiçten
Okulunu da çiz;
Bacası ak tüten
Ve,
Bir yol çiz
Arkadaki dağların ta yücesine
Aydınlık olsun
Eline sağlık öğretmenim,
Ne kadar da güzel oldu!
Olmasaydı bu çizgiler,
Boş kâğıt neye yarardı!
Ya ben;
Ya bendeki çizgilerin öğretmenim;
Bilginin,
Gerçeğin,
Sevginin
Solmayacak çizgileri
Ya onlar olmasaydı,
Ben; manzarasız
Boş resim kâğıdı gibi
Bir hiç olurdum
Devam et öğretmenim:
Tükenmesin hiç kalemin,
Tükenmesin nefesin
Gönlümün ta derinliklerinde
Yücelerden yücesin
Bir kâğıda,
Bir kendime bakıyorum
Başkalarını bilmem ama,
Dünyanın en büyük sanatkârı
İnan sensin Hüseyin KULAKSIZ


SENİNLE HER MEVSİM BAHAR ÖĞRETMENİM

Bir gün dersem ki, ben öğretmenim
Kalemimin mürekkebi alın terindir
Vedalaşıp gidersem öğretmenim
Unutmayı unuturum da, unutmadığım
Kalbimdeki en güzel yerindir

Bir gün adımı soranda çocuklarım
Kendimden önce senin adını söylerim
Solmadan açabiliyorsa köpre tomurcuk,
Uğrunda harcanır boncuk boncuk,
Yine de bitmez öğretmenim var derim

Güllerin güzelliğini göstermeden önce
Gülşenin vurulduğu tebessümünü anlatırım
Her zil çalışında önce sen gelirsin aklıma
Senden incecik bir ışık gelir şiir şiir
Ben susarım, yine sen konuşursun gönlünce

Bir gün dersem ki ben öğretmenim
Sen güneş kadar uzakta bile olsan
Her bakışımda gülümseyişini görürüm
Işıksız açmazmış çiçek, gelmezmiş bahar
İnan seninle her mevsim bahar öğretmenim

Yılmaz İMANLIK
Salıpazarı Muslubey İlköğretim Okulu Öğretmeni SAMSUN

SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Sevgisinin sonu yok,
Kalbinin şefkati çok,
Gönlü büyük, gözü tok,
Sevgili öğretmenim

Bilgisi ışık saçar,
Sözleri gönül açar,
Ruhum sevinçen uçar,
Sevgili öğretmenim

Bekliyoruz yolunu,
Sardık sağla solunu,
Uzat bize kolunu
Sevgili öğretmenim

Toplandık dizi, dizi,
Sev, okşa hepimizi,
Sensin okutan bizi,
Sevgili öğretmenim

Doğru yol gösterirsin,
Okutur, eğitirsin,
Bize bilgi verirsin,
Sevgili öğretmenim

Seni candan severiz,
Saygı duyar överiz,
Ellerinden öperiz,
Sevgili öğretmenim!

Ali Osman ATAK







SÖZ VERDİM ÖĞRETMENİME
Öğretmenim, babam, ana kucağım
Okulum, ilim, şehrim, bucağım
Sınıfımsa, evim, barkım, ocağım
Söz verdim öğretmenime
BÜYÜK ADAM OLACAĞIM

Yeteri kadar çalışacağım,
Rakibimle yan yana yarışacağım,
Elbette aralarına karışacağım
Söz verdim öğretmenime
BÜYÜK ADAM OLACAĞIM

Yükselmeli insan dalında
Göstermeli becerisini cihanda
Çalışkanlık belli olur simada
Söz verdim öğretmenime
BÜYÜK ADAM OLACAĞIM

Zeynep Kamil İlköğretim Okulu Öğrencisi / İSTANBUL
















VE DÜŞÜNÜR ÖĞRETMEN
Eylülde sararan yapraklarla beraber,
Öğretmenler vurulur, boş tarlaların ıssızlığında
Ve düşünür öğretmen, ölümle yaşam arasında
Kim, neden sıkmıştır, kahpe kurşunları, kahpece?
Yarar kurşunların sesi karanlığı bir gece

Akan her damla kan, yaklaştırır ölümü
Gurbetin kanlı tozu tutuşturur gönlünü
Eğitim ordusunda olunca şanlı nefer,
Başlamıştır gurbete gitmek için bir sefer


Ölümün beklediğini bilemezdi bu yerde
Çare diye gelmişti, cehalet denen derde
Böyle mi olmalıydı öğretmenin kaderi?
Alırlardı sılada elbet kara haberi

Yaşlı ana sarılır cansız duran bedene
Lânetler yağdırılır, ona ateş edene
İntikam yeminleri edilir hep bir dilden
"Rahat uyu öğretmen!Çıkmazsın gönüllerden"
Derler de unuturlar, adın kalır

Murat ARICI
Erdemli Çıraklık Eğitim Mrk Md Yrd

ZİLLER ÇALACAK
Zil çalacak Sizler derslere gireceksiniz bir bir
Zil çalacak, ziller çalacak benim için,
Duyacağım evlerden, kırlardan, denizlerden;
Ta içimden birisi gidecek uça ese
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim

Zil çalacak Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir
Zil çalacak, ziller çalacak benim için,
Duyacağım iskelelerden, istasyonlardan bütün;
Ta içimden birisi koşacak ardınızdan
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim

Sonra bir gün bir zil çalacak yine
Hiç kimseler kimsecikler duymayacak,
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz
Ta içimden birisi kalacak oralarda
Ben gideceğim

Zeki Ömer DEFNE







BEN BİR ÖĞRETMENİM
Ben bir öğretmenim: Şu cennet vatana sevdalanarak çıktım yola Edirne'den Kars'a, İzmir'den Van'aHudutlar dar geldi bu kutsal sevdama Cehalete savaşım var, kafa tuttumCehalete, kötülüğe, tembelliğe ve geriliğe Bütün yurdumda sevda kokuyor İşte, yeni nesil geriliğe meydan okuyor Doktor değilim, hâkim, avukat değilim Patron, fabrikatör, bakan, başbakan değilim Ben, ben bir öğretmenim Doktoru da, hâkimi de, bakanı da, başbakanı da ben yetiştirdim Ben Toros dağlarında yol veren oldum bazı zamanErzurum'un soğuğunda titredim Ilgaz dağlarında horon tepip oynadım Beşinci mevsim olup dört ana renge boyandım Bazı zaman yollarım Ege'ye düştü

Aydın, Burdur,Denizli,İzmirUnutmadım,Yunan'ı denize dökmek ne güçtü Manisa'da efeleri gördüm, zeybek tutup oynadım Her 10 Kasım gelince taa yüreğimden yandım Erzincan'da Ninem Hatun, Antep'te Şahin'i andım Ardahan'a varıp taa sınıra dayandım Uzun geceler sonunda, bir keleş sesiyle uyandım Sevgi çocuklarından bayrak çizdim gökyüzüneAta'mın izinden giden, ben bir öğretmenim Muş ovasında orak sallayan yurdumun garip insanıGüneşte kavrulmuş başaklar diyarı genci-çocuğu-kadını-ihtiyarı, Elini ver bana mutlu olsun yüreğin uygarlığa susamış, ben bir öğretmenim Ben bir öğretmenim Bozok yaylasında çiçek açtım bazı zamanlar, Trakya'da güneş oldum karanlık geceler üstüne Urfa'da baraj olup aktım Harran Ovası çatlayıp kurumasın diye

Necip ŞAFAK
Çerikli Atatürk İÖO Öğretmeni / Kırıkkale


ÇOCUKLAR, GÜL KOKULU
Ayrıcalığı var Canlılar dünyasının harikasıdır gül kokulu bu çocuklar Bir coşku selidir Dayanma, direnme, yaşama azmidir Acı yakışmaz onlara Onların "Ah" demesi, bizim yüreğimizden parça koparır Onların gözleri sulanınca, bizim dünyamız kararır Akrebi, yelkovanı durur içimizdeki saatlerin Bu çocuklar, sevincimizdir Bizim aklımız, beynimiz gücümüz yetmez, bilinen tüm koşullarda zaman kavramıyla bunlara doymaya Bunlar öznesidir geçmişin, geleceğin

Gelin! El ele verelim Boyut oluşturalımKusursuz, tertemiz, yaşanılası bir ortam hazırlayalım gül kokulu çocuklara Bizler, el birliğiyle yüklenirsek bu iş bir şeylere benzer Korku ve endişe iz bırakmaksızın çıkar gider yaşantımızdan Dinleyin dostlar!Ne önemi var? Doğumu çok zor olsa da, dokusu kusursuzdur güzelliklerinSahiplenelim Ve, bir oyuncak verircesine, ellerine tutuşturalım gül kokulu çocukların

A Efter ÖKDEMİR
Orduzu Kümeevleri O Öğretmeni / MALATYA

ÖĞRETMEN
Bize emek veren, bilgilenmemiz için çabalayan öğretmenlerimiz saygıdeğer insanlardır Bir anne gibi yaklaşan güzel öğretmenlerimizi çok seviyorum Onların bizim üzerimizde çok emekleri var Büyük bir özenle, bizi geleceğe hazırlayan, aklın ve uygarlığın ışığı altında bizi büyüten kutsal insanlar öğretmenlerimizdir Yorulmayı bilmeyen, yorulsalar da bizi düşünenlerdir
Okumayı sevdiren, yüce önder Atatürk'ün izinde yürüten öğretmenlerimize saygılı davranmalıyız Onları üzmek yerine mutlu etmeliyiz Şöyle ki, bizi yetiştirip, mezun ettikten sonra yurdumuza faydalı birer insan olduğumuzda onlar mutlu olurlar

Yıllar geçtikten sonra rahat bir yaşamımız olursa onlara borçluyuzdur Öğretmenler cahillikle savaşan insanlardır, fedakâr insanlardır Başöğretmen Atatürk'ün söylediği gibi; "Toplumun düşmanı cahillik, cahilliğin düşmanı öğretmenlerdir"Benim tatlı öğretmenim dedi ki: "Senin arkadaşın yalnızca kitabın olsun Kalemin olsun Onları sakın bırakma" Bu sözü hiç unutmam Artık kitabım, kalemim, bana su, hava oldu

Sevgili öğretmenlerim, saygıdeğer insanlarımız Sizi çok seviyor, saygılarımı sunuyorum Sıcacık gülüşünüzü, tatlı dilinizi, gururunuzu ve eğitim çabanızı çok seviyorum

Hilâl YİYİT
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası İÖO - Ankara





ÖĞRENCİLERİME MERHABA
Öğrencilerime Merhaba,
Merhaba geleceğe, güzelliğe, umuda
Sevgileri yarınlara bıraktınız ,
Çekingen, tutuk, saygılı

Bu mektubu kaleme almadan önce, sizlere neler yazmalıyım ya da yazabilirim diye çok düşündüm; ama önceden plânlamakla olmuyor Bakalım duygu ve düşüncelerim nerelere götürecek beni ve sizi
Buraya-Karadiken'e-öğretmenliğimin beşinci yılında geldim Televizyondakileri ve resimleri saymazsanız hayatımda ilk kez bir köy görüyordum Tarsus'tan buraya gelinceye kadar yol kenarına, tozlu tepelerin ardına kurulan, her birinde ayrı ayrı yaşamların, umutların olduğu köyleri, insanların yaşamlarını sürdürebilmek için bir çocuğa bakar gibi özenle baktıkları bağları, toprakları; kısaca, yaşadığım yerden en fazla yarım saat uzaklıktaki; ama yıllar sonra keşfettiğim güzellikleri, dikkat, merak, şaşkınlık karışımı bir duygu ile biraz da garipseyerek izledim

Karadiken'e yaklaştıkça heyecanlanıyordum Karadiken'e yaklaşmak size yaklaşmak demekti
Okulun ilk günü
Öğrencilerimi çok merak ediyordum Acaba onlarla -Çankırı'daki gibi- kaynaşabilecek, onların sevinçlerini, mutluluklarını, dertlerini paylaşabilecek, onların Pelin Öğretmeni değil, Pelin ablaları olabilecek miydim?

Ve siz, sizlerle karşılaşmaktan garip bir his duyuyorum Öğretmenliğimin ilk yılı, ilk dersi gibi İlk öğrencilerimmişsiniz gibi Neden böyle hissediyorum acaba?
Kendimi size tanıtıyorum Konuşmaya başlıyorum Hiç tepki vermiyorsunuz Sizin tepkisizliğiniz beni sarsıyor Neyse, bu ilk karşılaşma, olağandır deyip, kendimi teselli ediyorum

Zaman ilerliyor Teneffüslerde, öğle aralarında sizlerle birlikte olmak istiyorum Sadece ders anlatmak, cümlenin öznesini, yüklemini buldurup tür belirlemek bana yetmiyor Sizlerle bütünleşmek, sizin aranıza girmek, arkadaşınız olmak istiyorum; ama hayır, olmuyor, o gönül bağını bir türlü kuramıyorum Kalbinize, gözlerinize kilit vurmuşsunuz, açmama izin vermiyorsunuz bu kilidi Aramızda demirden bir perde var ve ben o perdeyi eritmek istiyorum Neyle mi?Sevgimle, sevginizle

Fırsat buldukça sizlerle konuşuyorum Neden böyle uzak olduğunuzu soruyorum Bana alışamadığınızın farkındayım diyorum İçimi döküyorum size
Evet, diyor Sultan "Evet öğretmenim Şimdiye kadar, dersimize bayan öğretmen hiç girmemişti, başlarda sizden biraz çekindik, bağırdığınız zamanlar korktuk; ama şimdi yanıldığımızı anladık"
Cevabı beni şaşırtıyor Benden korkmak Öğrencilerimi korkutmak, en son düşüneceğim, hatta hiç düşünemeyeceğim bir davranış Evet, haklısınız bağırıyorum ve sizden ÖZÜR DİLİYORUM, binlerce kez ÖZÜR DİLİYORUM

Aylar geçiyor Birbirimize alışıyoruz, ufak tefek itiraflar, açılmalar başlıyor Sizler konuştukça kendimi de eleştiriyorum Bazılarınız beni kırmak için ağır konuşuyorsunuz Sözleriniz beni yaralıyor O zaman sizi Çankırı'daki öğrencilerimle kıyaslıyor ve size sitem ediyorum kendimce; ama bunu belli etmiyorum, sadece dinliyorum
Sizlerle konuştukça size yaklaştığımı, sizin beni tanımaya çalışarak kabullendiğinizi görüyorum
Şimdi
Şimdi, her şey çok güzel Sizlerle dost olduk, sizler değiştiniz Kimbilir belki ben de değiştim Çok mutluyum, sizi kazanmanın mutluluğu bu
Artık, Figen, arkamdan konuşmuyor;
Artık, Arzu, kabuğundan çıktı;
Artık, Nail -az da olsa-sohbetlere katılıyor;
Artık, Münire, ağlamıyor;
Artık, Sultan,Gülsüm boş gözlerle bakmıyor;
Artık,
Siz
Benim hepsi birbirinden güzel
Kardelenlerim,
Hayallerim, gerçeklerim,
Kardeşlerim,
ÖĞRENCİLERİM,
İnanın
SİZİ SEVİYORUM

Pelin SÖKMENOĞLU
Karadiken Köyü İlköğretim Okulu
Türkçe Öğretmeni
Tarsus-İÇEL



ÖĞRETMENİN ARDINDAN
Mart, ilkbaharın ilk ayı Karadeniz'de ilkbahar nasıl yaşanırsa işte öyle Puslu bir hava ve yağmur bulutları süzülüyor denizden kentin üzerine doğru Neslihan, etrafı kır çiçekleri ile bezenmiş bir çerçevenin içindeki gülümseyen yüze bakıyor Acı bir trafik kazasında kaybettiği öğretmeni Saadet YAZAR'ın resminin üzerine akıtıyor damlalarca gözyaşını Bir yandan da her tatil dönüşünde kara yollarında yitip giden değerlerimizi geçiriyor aklından İş zamanı, tarla bahçe zamanı ama veliler yine de koşup gelmişler okula Baş sağlığı diliyorlar: "Çok iyi bir insandı, çok iyi bir öğretmendi" diyorlar Bir okulun bahçesinde öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin hep birlikte ağlaştıkları ana şahit oldunuz mu?Saadet Öğretmenin ölümü ile yaşıyoruz bunu ancak "Böyle durumlarda ne söylenir bilmiyorum" diyorum, çaresizlik içinde"O, örnek bir insandı" diye devam etmek istiyorum söze Fakat boğazımda düğümleniyor sözcükler

Onunla uzun yıllar birlikte görev yapmış bir öğretmenimize bırakmak istiyorum sözü Nafile Gözyaşlarını tutamıyor Ünal Öğretmen Özür diliyor ve konuşamadan ayrılıyor kürsüden Hacer Öğretmen de başladığı gibi bitiriyor okuduğu şiiri, ağlayarak Zamansız gelen her ölüm gibi yüreklerimizde tarifsiz acılara neden oluyor, Saadet Öğretmenimizin ölümü Resmini ve ölümünden hemen önce aldığı Takdir Belgesini okul koridorundaki panoya asıyoruzMesleğinden emekli olamadan ayrıldı aramızdan Ama yirmi üç yıl emek verdi öğrencilerine Çocuk sevgisi, insan sevgisi ve meslek aşkıyla dolu koskoca yirmi üç yıl

Ve son bir sözü daha var hepimize: "Yarım kalmışsa eğer dersim, zil çaldığında olamamışsam tahtanın başında öldüm sanmayın Toprağa düşmüş yediveren tohumuyum ben artıkYetiştirdiğim öğrencilerimle açacağımÜlkemin yarınlarında"

K Serdar ATEŞ
Düvecik İlköğretim Okulu Müdürü / SAMSUN

ÖĞRETMENİM BEN


Öğretmenim ben Hem önemsiyorum, hem de gurur duyuyorum kendimle Kar çiçekleri var önümde Onları deriyor, onları topluyor, onları yoğuruyor, onları kokluyorum Huzur veriyor bana; gülün kokusu, çiçeğin demeti Saadetler doluyor dünyamaHer gün bir başka ayrıcalık katıyor içime bu çiçekler

Öğretmenim benOnur duyuyorum kendimle Çünkü her gün sevda çiçekleri var önümde Topluyorum onlarıSevgi dünyalarını dinliyorum Kederlerim dağılıyor, gördükçe sevda çiçeklerimi Çünkü sevgimi, sevdamı; hissiyatımı bana sunuyor sevda çiçeklerim

Öğretmenim ben Sevgiler olsun bana Çünkü sevgicanlarım var benimOnları bir gün bile görmemek hüzün veriyor banaSaadetim, sevgim, sevdam hepsi onlarHayalimde kalanlar Sevgicanlarım benim

Öğretmenim ben Bir başka heyecan kaplıyor içimiÇünkü çocuklarımı görüyorum karşımda Onların süslediği bir dünya, bulutlara çıkarıyor beni Meslekler, makamlar, rütbeler, sanatlar Bunların hepsini de görüyorum karşımda Hepsi de eğiliyorlar önümde Hepsi de saygılarını sunuyorlar, hürmetler ediyorlar bana

Memiş OKUYUCU
Mehmet Emin Yurdakul İ O Öğretmeni

SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Hayatımın en kritik yıllarında, sizden yol ve yön öğrenmek üzere karşısındayımBen, bir beyaz kâğıt gibiyimSizin bana yazdıklarınız, bana bir ömür boyu yol gösterecek Beni yetiştirirseniz, elimden tutup yol gösterirseniz, aileme, ülkeme ve tüm insanlığa faydalı bir insan olabilirim

Ailem bana ne kadar yardımcı oldu, beni hangi noktaya getirdi, bilemem Fakat onlardan gördüğüm terbiyenin, görgünün ötesinde sizin aydın, bilgili, ileri görüşlü eğitiminize, düşünce ve ufkunuza ihtiyacım var

Belki sizin de sıkıntılarınız varBelki maaşınız yetmiyor, belki çocuğunuz hasta, belki de bizim için bilginizi artıracak çalışmalara ayıracak geliriniz ve zamanınız yok Fakat siz fedakârlık gösterirseniz, ben bunlardan en az etkilenir, sizin tatlı tebessümünüz ve başımı okşamanızla belki de ben eksiksiz yetişirim

Ama ben yatırımların en kârlı sektörüyüm Bire bin veren bereketli bir toprağım Çok da vefalıyım Benim başımı okşayıp, canı gönülden elimden tutanı unutmam Yükseldiğim yerde üzerimdeki imzanızı herkes okur Ya bunun tersi:Sokaklara düşmek, sahipsiz kalmak, ya da sarayların, villaların içinde sokakta gibi sahipsiz olmak!

Ne olur, elimden tutun, ailemin ve sizin ortak eseriniz olayım Ülkeme, insanlığa sizin öğrettiğiniz şekilde hizmet edeyim Ne olur elimden tutun

Büşra SEDEFOĞLU
Üsküdar Z Kamil İlköğretim O Öğrencisi / İSTANBUL

ÖĞRETMENE MEKTUP



Belirlenmiş güzel hedeflere ulaşmak için kullandığımız en güzel şeydir çocukBir amaçtır, bir idealdir Her şeyden önce geleceğimizdir Bizim yaşayamadıklarımızı yaşayacak, öğretemediklerimizi öğretecek, koruyamadıklarımızı koruyacak, güzel yarınların mimarı olacaktır

Ne gariptir ki, yıllardır bu güzel sözler hep söylenmiştir Güzel yarınları, çağdaş, uygar, istenilen hedeflere oturtulmuş Türkiye'yi elde etmeyi hep bir sonraki nesile bırakmışız Gösterilen gayretlerle bir çizginin üstüne çıkamamışız Demişiz ki, "Çocuklarımız yapacak bu işi!"

Sınıflara her girişimizde çocukluğumuzdan beri içimize işleyen Ata'mızın ışıl ışıl, umutla bakan gözlerini sindirmişiz yüreklerimize Derslerimize, kitaplarımıza umutla sarılırken geleceğin doktorları, hâkimleri olarak görmüşüz kendimizi Belki de, yanlış anlaşılmış bazı şeyler
Sınıfa her girişinde, kıpkırmızı yanakları, ışıl ışıl parlayan siyah gözleriyle, geç kalışından dolayı yüzündeki mahcubiyetiyle özür dileyen Rakibe'nin okula gelmek için katettiği yol aklıma geldikçe, ne kadar erken bir yaşta hayat mücadelesine atıldığını buruk bir sevgiyle gözlerdim Ressam olmak istiyordu RakibeHem de tüm bedeniyle, ruhuyla Soruyor, soruşturuyor"Kocaman okulları bitirmek lâzım" Birden yüzünü garip bir hüzün kaplıyor Elindeki harikulâde resimlerine bakıyorum: "Bu çocuk geleceğin ressamı" diyorum içimden
-Öğretmenim, babam beni okutmayacak, diyor bir gün Paramız yokmuş
Sonradan duyuyorum, görüyorum İçine bastırdığı hayalleri ve umutlarıyla Rakibe, çoban olmuş Biliyorum ki Rakibe, çocuklarını, yetenekleri elverdiği oranda okutacak Biliyorum ki bu yüzden rahat ve huzurlu

Çocuklarımızı yetenekleri ve idealleri doğrultusunda yetiştirirsek eğer, o güzel yarınlar çok yakınımızda demek Güzel yarınlara ulaşmak içinse, o tazecik beyinleri bir bilgisayar gibi değil de, işlenmesi gereken, şekil alması gereken değerli bir toprak parçası gibi görmeliyiz Belki, bir çoğu Rakibe örneğindeki gibi, kişiliği doğrultusundaki mesleklere kavuşamayacak ama, çocuklarına bu konuda yardımcı olacaklardır

Çocuğun kişilik yapısını göz önünde bulunduran bir öğretmen, çocuk-ebeveyn arkadaşlığının ürkütücü çekingenliğini de ortadan kaldırmış demektir Gittikçe robotlaşan ilişkilerimizde, sevgi denilen iksire o kadar gereksinimimiz var ki bunu, o pırıl pırıl gözlerde yakalamak gerçekten çok kolay Sermayesi anlayış ve ilgi, faturası da gerçek sevgi olan bu üçgeni çizdiğimiz an, öğretmenler, hatta anneler ve babalar için gerekli olan gerçek bir eğitim zemini hazırlanmış demektir

Ülkemizde on binlerce Rakibe var Gelin el ele verelim Umutlarını, hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olalım İstemedikleri, mutsuz olacakları dünyalara adım atmalarına izin vermeyelim Yeteneklerini keşfedelim
Büyüklerinin gerçekleştiremedikleri idealleri için onları kullanmalarına izin vermeyelim

Ata'mızın bize gösterdiği eğitim kavramı sadece okullarda değil, evlerde de sosyal, kültürel olanaklar bakımından gözlemlenmelidir İşte o zaman sınıflarda masmavi bakan gözleriyle Ata'mız, hayallerine kavuşmuş olmanın kıvılcımlarını yansıtacaktır çocuklarına
Biz öğretmeniz, eğitmeniz; heykeltıraş, belki de çiftçiyiz Şekil veriyoruz, tohum ekiyoruz, biçiyoruz Ne mutlu ki bizlere böylesine kutsal bir vazifenin içinde yıllarımızı harcıyoruz Hayalleri hayallerimiz, umutları umutlarımız, sevinçleri sevinçlerimiz

Haydi hep birlikte koşalım çağdaş, uygar bir yaşamaSevgiyle büyütelim, o küçücük dünyaların sevgisiz kalıp da savrulmalarına izin vermeyelim Korkmasınlar bizdenSadece sevgimizi kaybetmekten korkmanın verdiği azimle çalışsınlar, kanıtlasınlar bize, kendilerini
Pencerelerini açsınlar, büyüklerinin kocaman ama, sevgisiz kalmış bahçelerine Yüreklerinden sevgilerini avuçlasınlar, savursunlar dünyaya Bağırsınlar: "Bizi duyun, görün, gelin dünyamıza Arkadaş olun bizimle"

Ezbere dayalı, robotlaşmış bir öğretim sisteminin yaygınlaşmasına izin vermeyelim Biliyoruz ki, bize gerekli olan beyin yapısı, bu sistem içinde değil Tıpkı küçük Rakibe gibi kendi yeteneğini küçük yaşta keşfetmiş nesillere ihtiyacımız var Ne istediğini bilen, kararlı, azimli ama asla ezberci olmayan, bunun yerine değişik çözüm yolları bulmak için sürekli beynini çalıştıran, dürüstlüğü kendisine felsefe edinmiş nesiller yetiştirelim

Bir mum gibi yandıkça etrafımızı aydınlatalım ama, asla erimeyelim Yüzlerce, binlerce "biz" yetiştirelim Yetiştirelim ki, çağdaş eğitim sisteminin hedeflediği insan modelleriyle yeşersin ülkemiz

Çağdaş, uygar, sevgi dolu bir Türkiye dileğiyle

Meral KARAYİĞİT
Kabaağaç İlköğretim Okulu Öğretmeni
Fethiye/MUĞLA




ÖĞRETMENLER
Bilgisizlikten çorak ve çatlayan topraklara dönen nesilleri, başyapıt durumuna getirenlerTükeninceye kadar yanan bir mum gibi etrafını aytınlatanlar Kültürü oluşturarak zekâyı, hayali, duyguyu işleyenler, şekil verenler

Mevlâna'nın,Yunus'un sevgi bahçelerinden inciler; Itri'nin bestelerinden Veysel'den güller deren hislerKarlı çizmelerle, karlı ovalardan yemyeşil vadilere yürüyen; köylerin, kentlerin aydınlığı olan kardelen çiçekleriNeye baksak, nereye baksak insan mimarı öğretmenleri görürüz Öğretmenler özgürlüğün yağmuru, geleceğin alın çizgisi, suda göz halkalarıdır, fırtına öncesi Bir fırtına ki hemen ardından güneş doğarSevginin bilginin güneşi, bulutsuz masmavi dünyalara sıcacık bir bahar kokusu yayar Büyük düşünceleri, hedefleri ve küçücük yürekleri kıpır kıpır çarpan çalı kuşlarının konduğu duygu bahçelerini sarraf inceliğince işleyen; Eflâtun'un Tanrı'ya en yakın olarak değerlendirdiği yüce sanatçı; Fatih'in ordularının hız ve kuvvet aldığı güç; Yahya Kemal'in yedi tepeli şehrinin Boğaziçi gerdanlığınca eşsiz mimarı "Ey Türk Gençliği! Birinci görevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır" diyen çatık kaşlarda, çakmak gözlerde, Meriç'ten Aras'a, Kızılırmak'tan Asi'ye akan ve kefensiz yatan bir şehittir öğretmenYurdun hiç ölmeyen, hiç sönmeyen ocağıdır Keban'dan, Karakaya'dan, Atatürk'ten; Harran'a, Çukurova'ya, Konya'ya fışkıran bir umut efsanesidir Yeniden filizlenen Ata'sından dönmeyen şehit çocuğudur Samsun'da, Erzurum'da, Sivas'ta; Sakarya'da, İzmir'de, Ankara'da

Bütün ulusun bağrından doğan bağımsızlık ateşidir Mustafa Kemaller, Kubilaylar, Dünyanın bütün çiçekleri ile kimseciklerin yetişemediği gecenin kör karanlığında, küflü bir istasyonun küflü raylarının kenarında buz gibi, küflü kurşunlara kor gibi, konar gibi Apansız, çaresiz hedef olan terör savarlar Ve daha nice adsız kahramanlar, öğretmenlerHiç düşündünüz mü?Düşünmeyi bilmek bir sanat ise düşünmeyi öğretmek acaba nedir? Ya,"Düşünüyorum, öyleyse varım" sözünün arkasındaki gizli ışıltı?!İnsan öz yapısı en büyük gücünü düşünceden alır:Bilimin hayatta en gerçek ol gösterici olduğu düşüncesinden İnsanın doğuştan var olan yetenekleri, çağdaş eğitimle pekiştirilmezse, orada burada, gelişigüzel, sağa sola saçak atan bitkilere benzer İşte eğitim her şeyden önce doğayı, yaşamı tamamlar; güzelleştirir Öğretmenler de kültürü oluşturan insanı yetiştirmekle sanatı sonsuzluğa taşırlarUlusların geleceği, genç kuşakların iyi yetiştirilmesine bağlıdır Eğitimin temel taşı yalnız ve yalnız öğretmenlerdir İnsan öz yapısı en büyük gücünü düşünceden alır: Bilimin hayatta en gerçek yol gösterici olduğu düşüncesinden

Eğitim, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin üzerinde büyük bir titizlikle durdukları en önemli konudur Eğitim sistemlerini iyi oluşturan ve bunu çağın gereklerine göre yenileyen ülkeler, dünya ulusları arasında önemli bir yer edinirler Çünkü, ülkelerin gelişmişlik ve saygınlık dereceleri, eğitilmiş insan gücüyle çok yakından ilgilidir Bu nedenle 2000'li yıllara yaklaşırken öğrencilere lâik ve demokratik bir eğitim ortamı sunmak; onları, özgür ve bilimsel düşünce yapısına sahip, kişilikli, bilinçli bireyler olarak yetiştirmek, öğretmenlerin en öncelikli ve en önemli amacı olmalıdır

Peki öğretmen, Atatürk çizgisinde çağdaş eğitime sonsuz mutlulukla koşarken neler yapmalıdır? Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na, Atatürk ilke ve inkılâplarına, Anayasa'da anlamını bulan Türk milliyetçiliğine koşulsuz bağlı kalmalı; Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine bağlı olarak uygulamalı; Türk milletinin ulusal, insanî, manevî, kültürel değerlerini benimseyip, bunları geliştirmek için çalışmalı; insan haklarına, Anayasa'nın temel ilkelerine sevinc-dayanan ulusal, demokratik, lâik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilmeli ve bunları davranış hâlinde göstermeli; bütün görevlerini çağdaş Türk Millî Eğitiminin amaç ve temel ilkelerine uygun olarak yapmalıdır Ayrıca kendilerine emanet edilen gençleri, Atatürk ilke ve inkılâplarının evrenselliği doğrultusunda yetiştirmenin sorumluluğunu bilmeli, mesleği ile ilgili gelişmeleri çok yakından gözlemlemelidir Çünkü, öğretmen her zaman ve her yerde, hep ileride, daha ileride olmak zorundadır Ulusal eğitimde hızla yüksek, çağdaş düzeye çıkacak bir ulusun, kaçınılmaz olan yaşama savaşında da bütün gücünün artacağı bir gerçektir Bu gücün de öz kaynağı öğretmenlerdir

Ancak, unutmayalım ki, çağdaş uygarlık cephesindeki savaş kazanılmadıkça Kurtuluş Savaşı bitti, sayılamaz Bunu ulusun uyuşmuş yazgısına karşı çıkarak, akılcı, idealist önderliği ve çağdaş uygarlıklara yönlendiren Atatürk'ün çizgisindeki eğitim anlayışı ile öğretmenler sonuçlandıracaktır Onlar, sonsuza kadar aydınlatan ulusal irade meş'alesidirler Hepsinin önünde saygıyla eğiliyor ve diyorum ki: "Atatürk şiirimsin dudağımda, Ay-yıldızımsın iki yanağımda, Esen rüzgârlarımsın bayrağımda, Kutlanası yıllardır, öğretmenler"Öğretmen, tarlada tohum, elde sanat Gözlerde ışık, dudaklarda çığlıkAlında ter, yüreklerde sevgi

Öğretmen, umutlara tutunulacak belki de tek dalı Gelecek günlerin suratı asık karanlıklarına inat; doğacak güneşlerin etrafında pervane-kanat; haydi hepimiz bir türkü tutturalım: "Dağ başını duman ALMAZ artık, Dağ başını duman ALMAZ Çünkü; MUSTAFA KEMALLER GELİYOR NEHİRLERLE!"

Erhan BİLGENOĞLU
Bademağacı İlköğretim Okulu Öğretmeni ANTALYA



SENİ NASIL ANLATSAM ÖĞRETMENİM


Biz küçüklere, biz gençlere “Bugünün yarını, yarının umudusunuz” diyorlar İşte bu yüzden senden çok şey istiyorum öğretmenim Senden ilk isteğim nedir diye düşünüyorum Bir kimya formülü mü, yoksa denklem çözümü mü? Bunları da istiyorum; ama ilk isteğim sevgi öğretmenim Sevgiyi öğret bana, sevmeyi, sevilmeyi

Bana önce çevremi anlat Ailemi, arkadaşlarımı, yurdumu anlat Anlat ki anlayayım ve ben de senin gibi başkalarına ışık tutayım Tut elimden gezdir beni ülkemde köy köy, bucak bucak Gezdir ki sadece kitaplardan okuduğumla anlamayayım hayatın tanımını Güzellikleri anlat bana Çiçekleri, böcekleri ve hepsinden önemlisi bugünkü güzelliklerin mimarı Atatürk’ü anlat bana Anlat ki, onun meşalesini elden ele dolaştırayım Bunları yapabilmem için okumayı, yazmayı öğret bana

Öğrenmek istiyorum öğretmenim, sana güveniyorum, seni seviyorum Biliyorum ağzından çıkan her gerçeğin sen söyleyince bana daha tatlı geldiğini Benimle tartışmanı, gerektiğinde yanımda, gerektiğinde karşımda olmanı istiyorum Sen cahilliğin yiğit savaşçısı, benim sevgi pınarımsın; sensin beni ben yapan Aslında küçükken hepimiz okulda tanıştık o büyüleyici, gizemli varlık olan öğretmenle, yani seninle Şaşırdık, belki de sen anne değildin ama anne sıcaklığıyla sardın bizi Sen baba değildin ama içimizdeki korkularla savaşmamıza yardım ettin Elimizden tutup yürümemiz için çabaladın Daha sonra bırakacaksın elimizi, “Artık kendi başınıza yürümelisiniz” diyeceksin ve öğretmediğin başkalarına koşacaksın

Sen hep sevgiden, barıştan, güzelden yana oldun öğretmenim Düşünüyorum da bugüne senin izinden nasıl geldiysem, yarına da senin izinden yürüyerek varacağım Biliyorum ki, ne zaman başım dara girse, bilginin sonsuzluğunda kaybolsam bile elimden tutan yine sen olacaksın ve emin ol ki ben hep senin takipçin olacağım öğretmenim

Gülenay DOĞAN
Ankara Etimesgut Ağa Ceylan İlköğretim Okulu
8 D Sınıfı Öğrencisi



T
















EŞEKKÜRLER ÖĞRETMENİM!

(24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ İÇİN BİR KONUŞMA)

Çok Saygıdeğer Öğretmenlerim Sevgili Arkadaşlarım,
Yeryüzünün bütün uluslarının en başta gelen ortak dileği, "daha mutlu, daha aydınlık bir geleceğe kavuşmak" değil midir? Atatürk, bu evrensel özlemi, Onuncu Yıl Nulku'nda şöyle dile getirmiştir: "Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafiyle âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır" Ulusların bu büyük amaca ulaşabilmek için bulabildikleri tek yol da "eğitim - öğretim"dir Devlet, eğitim ve öğretim görevini öğretmenlerine vermiştir Biz çocukları ve gençleri geleceğe hazırlamak görevini üstlenen, bunun için her türlü özveriyi gösteren bütün öğretmenlerimize en içten, en sıcak teşekkürlerimizi sunarız
Teşekkürler öğretmenim!

Bir ülkenin kalkınması, ancak çok iyi yetiştirilmiş insan gücü ile gerçekleşir; buna, "beyin gücü" diyoruz Yeryüzünde yüzlerce meslek var: Her meslekle çağ açmış insanlar görev almış Şöyle bir düşünelim: Bütün bu yetişmiş insanları kim yetiştiriyor? Bütün mesleklerin temeli olan tek meslek hangisidir? Zihinlerimizi fazla zorlamaya hiç gerek yoktur; çünkü bütün mesleklerin temeli kesinlikle "öğretmenlik"tir; bütün yetişmiş insanları yetiştirenler de ancak ve ancak "öğretmenler"dir İnsanları yetiştirdiğin, onlara değerli meslek armağan ettiğin, ülkenin geleceğini güvenilir ellere teslim ettiğin için teşekkürler öğretmenim!

Bizi var olduğumuz günden beri yetiştiren ve geleceğe hazırlayan iki insanı asla unutamayız: Birincisi evimizde annemiz, babamızdır; ikincisi de okulumuzda öğretmenlerimizdir Birinciler bizlere sütünü, sevgisini, emeğini, umudunu verir; ikinciler ise sevgisini, ilgisini, bilgisini, deney birikimini verir Biz eksiklerimizi onlarla tamamlarız; gün geçtikçe kişiliğimizi bulur; geleceğin büyük insanlarından biri olma yolunda güvenli adımlarla zaman merdivenini tırmanırız Bize gülüşün kadar sıcacık sevgini; bitmeyen ve hiçbir zaman da bitmeyecek olan ilgini verdiğin için teşekkürler öğretmenim!

Bütün öğretmenler isterler ki, biz çocuklar çok iyi yetişsin Bir binanın temeli sağlam atılırsa, o bina yüzyıllara meydan okur Çocuklar ise, ulusun sonsuzluğa ulaşmasında temel yapıtaşlarıdır Çocuklar öyle ye-tişmelidirler ki, ülkesini, ulusunu hep yaşatsın, hep yüceltsin Bunu başarabilen öğretmenlerdir ve öğretmenler birer gerçek mimardırlar Onlara "insan ve insanlık mimarı" demek çok doğru olur Öğretmenler taşın, tuğlanın, harcın yerine bilgiyi, beceriyi, yeteneği, çocuğun özündeki cevheri koyar; binasını bunlarla yapar En büyük, en gerçek bir mimar olduğun için sana teşekkürler öğretmenim!

Cehalet batağının yılmaz savaşçıları da yine öğretmenlerdir Görmüyor muyuz sanıyorsunuz? Yurdun en uç köşelerine bütün devlet görevlilerinin içinde ilk giden, ilk ışığı, ilk aydınlığı götüren; amansız cehalete karşı ilk kurtuluş bayrağını açan, o bayrağı yurdun her köşesinde onurla dalgalandıran öğretmenler değil midir? Bugün eğer gerçek bilgi aydınlığında yaşıyorsak, çağın uygarlığını yakalamaya çalışıyorsak, bu onuru ancak öğretmenlerimize borçluyuz Biz çocukları ve sevgili yurdumuzu çağın aydınlığıyla aydınlatma savaşı verdiğin için teşekkürler sevgili öğretmenim!

Atatürk, bizim ilk öğretmenimizdir Atatürk, öğretmenlere en gerçek değeri ve önemi veren insandır Öğretmenler için elinden geleni yapmıştır Kara tahtanın başına ilk önce Atatürk geçtiği için Atatürk'e "BAŞ ÖĞRETMEN" denmiştir Atatürk, öğretmenlere bu kadar çok güvendiği için, biz çocukları öğretmenlerin sevecen ellerine teslim etmiştir Onlara, "Öğretmenler! yeni nesil sizin eseriniz olacaktır!" buyruğunu vermiştir Biz, gerçek anlamda öğretmenlerimizin sonsuzluğa ulaşan birer eseriyiz Bizim çok çalışkan olmamızı, kendimizi çağdaş bilgilerle çok iyi yetiştirmemizi, uygarlık bayrağını onurla dalgalandırmamızı bekleyen öğretmenlerimize ancak ve ancak sevgi, saygı ve gönül borcumuz var Buna yaraşır davranışları gösterebildiğimiz öiçüde öğretmenlerimize layık olacağımızı asla unutmamalıyız Nerede olursa olsun saygımızı göstermekte kusurlu davranmamalıyız

Bizi insan içinde insan gibi yetiştirdiğin için binlerce, yüzbinlerce teşekkürler sana öğretmenim!

Alp Tekin GENÇTÜRK
 
SAATİN YOKSA BAKABİLİRSİNİZ..  
   
Bugün 2 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol